13 Kasım 2020 Cuma

Micheal Corleone ve yalnızlığı

 

  Don Micheal Corleone sinema tarihine geçmiş olan Godfather serisinin mükemmel karakteri. Godfather filmini izlemiş herkesin aklında bu karaktere dair bir şeyler kalmıştır. Bunlar karizması, sertliği, soğukkanlığı veya zekâsı olabilir. Ama bence Micheal'ı bu kadar akılda kalıcı bir karakter yapan başka bir sebep var.

  Micheal Corleone, seçimlerinde ne kadar dikkatli olursan ol kadere yenik düşeceğin gerçeğini bize en iyi anlatan karakter şahsımca. Her zaman kendisi için geleceği ve güvenliği için seçimler yapmaya çalışan Micheal hikâyesinin devamında tam da istemediği kişiye bürünürken görür kendini. Ne kadar zeki ne kadar güçlü olursa olsun hayat her zaman onu alt etmeyi başarır. Babasının yerine geçmeyi hep reddeder ta ki babası ve büyük abisi ölene ve hayatının aşkı düşmanları tarafından bombayla havaya uçurulana kadar. Ailesini korumak zorunda olduğunu bu işten artık kaçış olmadığını farkeder. Filmde Micheal’ın karakter gelişimi muazzam işlenmiş. Önce saf bir kolej çocuğu sonra savaş kahramanı sonrasındaysa kaderi olan mafya babalığı. Micheal ona masumluğunu hatırlatması için eski kız arkadaşıyla evlenir ama bu evlilik de istediği gibi ilerlemez. Karısı erkek çocuğuna hamileyken ilerde o da mafya işine girecek dünyaya pislik getirecek düşüncesiyle bu çocuğu aldırma kararı alır. Zaten güven problemi olan Micheal bu haberi duyduğunda insanlara karşı güveni tamamen yerle bir olmuştur. Micheal ömrü boyunca hep yalnız hissetmiştir. Ait olmadığı bir aile, ait olmadığı bir evlilik, ait olmadığı bir hayat. Micheal Corleone duygusal yalnızlığın en iyi tasviridir. İçinde bulunduğu durumla ilgili hiçbir çözüm üretemez. Her gün hayatta kalma mücadelesi vermek zorundadır. Mafya babasıdır her an kendisi,ailesi diğer mafyalar tarafından öldürülebilir. Derdini anlatabileceği kimse yoktur onu hayatta tutan tek şey ailesine olan sevgisidir. Tabii karısı çocuğunu aldırdığında ailesine olan bağlılığını da sorgulamaya başlamıştır. Micheal, Oğuz Atay‘ın tabiriyle tam bir tutunamayandır. İhanetlerle, ölümlerle ve büyük trajedilerle sürdürdüğü hayatında tutunmaya çalıştığı dal genelde ailesidir. Ailesini korumaya çalışırken ona ihanet eden erkek kardeşini öldürmesiyle Micheal artık ne yaptığını ne için yaşadığını anlayamaz hale gelir. Filmin sonunda da hayatının aşkının öldüğü yerde bir başına yaşama gözlerini yumar.

  Sen, ben, hepimiz aslında birer Micheal Corleone örneğiyiz. Birer trajik kahramanız. Ailemize, hayatımıza, çevremize uyum sağlamaya çalışıyoruz. Belki de bunu yalnızlığın karadelik gibi içine çekici, mahvedici duygusundan kaçmak için yapıyoruz. Hedeflerimiz, tutkularımız, sevgimiz için yaşamaya, aynı zamanda da karakterimizden taviz vermemeye çalışıyoruz. Ama günün sonunda yazgı karakterimizden de sevdiklerimizden de üstün geliyor. Yalnız yaşıyoruz, yalnız ölüyoruz. Bu düşüncenin ağırlığından kaçmak için tutunacak dallar alıyoruz. Ama yalnızlığın kuvvetini sindirebilecek bir dal bulmak her zaman mümkün olmuyor. Bunun acısıyla yaşamayı öğreniyoruz fakat hayatımız, varoluşumuz kocaman bir acıya, trajediye dönüşüyor.

Daha az acı çektiğimiz, daha çok sevdiğimiz, aydınlık bir dünya dileğiyle…

İstek, öneri veya eleştiri için mail atabilirsiniz. huseyinemreozlu@hotmail.com

1 yorum:

  1. Yazılarını merakla bekledim, ilgiyle ve severek okudum. Başarılarının devamını diler, iyi yolculuklar dilerim.

    YanıtlaSil

Micheal Corleone ve yalnızlığı

      Don Micheal Corleone sinema tarihine geçmiş olan Godfather serisinin mükemmel karakteri. Godfather filmini izlemiş herkesin aklında bu...